28 Kasım 2012 Çarşamba

Fethiye Çalış'ta keman resitali ve tütüncülük anıları


       Fethiye Çalış'ta keman resitali ve tütüncülük anıları

          Çalış Plajı'nda güneşin batışını seyretmek güzel.Gün batımı sonrası Çalış sahiline cepheli lokantalarda yemeğe kalmak, Fethiye'yi yaşamaya devam etmek bir ayrıcalık.
          Hayat uğraşılarından, bitmez tükenmez çatışmalardan, çekişmelerden sıyrılmak için Çalış'a gidin, kendinize iyilik yapın. 
          Hayat kısa!"Günü güzel yaşadım" diyebileceğiniz günlere bir gün batımı ilave edin, kazanç hanenize yazın.
          ***
          Sahil yoluna cepheli lokantalardan birisine oturuyoruz.Yemek eşliğinde bize keman çalan sanatçı Fethiye'li.Sanatçı bizim mahalleden Kesikkakapı'dan. 66 yıldır muhtarlığı kimseye bırakmayan Hasan Şaröz'ün mahallesinden; Şener İşlek.
          Şener İşlek, kemanın o tılsımlı sesindeki duygusallığı, içtenliği Çalış plajına taşıdı.
Kemanıyla; doğanın renklerini, zarafetini, güzelliğini üstünde taşıyan, yol kenarında kendiliğinden yetişen çiçekler gibi çevresine pozitif enerji verdi.
         Sanatçının nezaketi sanatının değerini bir kat daha artırıyor.

Fethiye ovasında tütüncülük

          Keman resitaline mütakip bir duble rakı ile masada sohbet koyulaşıyor.Aile olarak paylaştığımız bir geçmiş var kendisiyle, ailesiyle.Tütüncülük zamanından, çardaklardan, lastik dora pabuçlardan, yalınayak yere basılmaz yaz sıcaklarından, ovadaki tarihte kalmış tütün ameleliğinden bahsediyor bize.T
ütün kırarken, dizerken ellerin simsiyah yapışkan katrana bulanmasından, bu ellerle yenen domatesin lezzetinden, o zamanlar herkesin mutlu olduğundan konuşuluyor.O zamanlar daha mutluymuş insanlar.
         Gece ay ışığı yoksa üçayağa asılı lüks lambası eşliğinde tütün kırılırdı, sabaha kadar.
          Sivrisinekler çalışana aman vermez, gece cibinliklerde yatılırdı.
Sıtmadan ölenler olurdu, sadece insanlar değil sıtmadan köpeklerin bile hastalandığı görülürdü.Yaz sıcağında tütün buruşmaya başlayınca paydos yapılır. Küfelerle taşınan tütün, hasırlara boşaltılır, çardaklarda dizilir, güneşte kurutulurdu.
          Kapak ekmeğinin kokusu ise bir başkaydı.
          Karpuzlar ovaya gelen karpuzcudan alınırdı, ağanın çoluk çocuğu ile amele birlikte yerdi.
          Kırnaplarda dizili kuruyan tütün balyalanır, langarda depolanırdı.
          Kışın çocuk hastalanınca ağadan alınan borç para çoğu zaman çalışarak ödenirdi. Çardaklardan şehre göç ya traktörle ya da at arabalarıyla olur Ağustos sonunu bulurdu.
          Huzur vardı o zamanlar.Şimdi para var ama huzur yok. 
Daha çok tüketim var, mutluluk yok.İnsanlar huzursuz, ilişkiler eskisi gibi değil.
          Her an bir şey olacak gibi.
          ***
          Şener abi, bizden bir parça. Samimi, içten, hayatı yaşmayı seven bir yerel sanatçı Şener İşlek. "Ölümlü dünya, hayat kısa" kısa süren konuşmamızda kulağıma fısıldadığı diğer hayat görüşü.
          Keşke bu kısa hayatta küçük önemsiz şeyler için kırgınlıklar olmasa, dostluklar bozulmasa. Kemandan dökülen notalar öyle bir his yarattı bende.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder