Villa Turizmi Nereye
İspanya’da, Yunanistan’da, Fransa’daki, yabancı villa sahipleri ikinci
konutlarını kiraya veriyor ise ve turist bu ülkelere gidip kalıyor ve bu iş
devamlı hale gelmiş ise bir sektör oluşmuş demektir.
Türkiye de bu trendin dışında kalmamalı. Yani ülkemizde de villa
turizmi olmalı.
Villada tatil talebi var ise bu
talep otel yapmakla karşılanamaz. Özel villada tatil yapmak isteyen kişi otelde
kalmak istemez. İkinci konut kiralama
veya villa turizmi daha yüksek gelir seviyesindeki turistlerin tercih ettiği
bir tatil seçeneği.
Villa turizmi konaklama anlamında turiste bir alternatif sunmaktır.
Modern turizm memleketi Fethiye’de “Villada Tatil” seçeneği olmalıdır.
Sahipleri yabancıdır, yerli otel işletmecileridir, bu konu önemli olmamalıdır.
Zaten yabancı turistlerin villa talebini gören ve bir kısım Fethiyeli
işletmeci, otelci kiraya vermek üzere villa inşa etti, ya da 2+1 apart daireler
inşa etti kiraya veriyor. Ya da işletmeci, geçmiş yıllarda müşterilerine
sattığı villaları kiraya veriyor, profesyonel işletmeciliğini yapıyor.
***
Kiralama şirketlerinin işletmesinde, kiralama sözleşmeleri yapılmış,
beyannameleri verilmiş, kira stopajı ödenen, konaklayanların bildirimlerinin
yapıldığı villalar Fethiye turizmine kazançtır.
Kanunlara uygun işletilen, yabancı veya yerli yatırımcıya ait ikinci
konutları “bölge turizminin yeni konaklama yatırımları” olarak görmek sanırım
yanlış olmaz.
***
Ölüdeniz beldesinde Özel Çevre Koruma Kurumunun yaptığı planlama
yanlışları neticesinde parsel büyüklükleri en az 5000m2 veya üzeri Turizm Tesis
Alanları olarak imar planları yapılması gerekirken, 700 m2 parsellerde güzelim
Ovacık ve Hisarönü arazileri konut alanlarına dönüştü.
Bu bakımdan, Turizm yatırımları anlamında Özel Çevre Koruma Kurulunun
imar planları ile yaptığı yanlış yönlendirmeler ve arsaların kötü yönetilmesi,
bir bakıma ikinci konut kiralamaları ile tekrar turizme kazandırılarak
fiiliyatta düzeltilmiş oluyor. Yanlıştan dönülmüş oluyor.
***
Bir kısım inşaat firması da satmak üzere yaptığı apart daireleri veya
villaları satılmadığı için kiraya vermeye başladı, kiralama sektörüne girdi.
Yabancılara ait veya kendi şirketlerine ait villaları otel, pansiyon
gibi çalıştırıyor. Yatırımcının kendi inşa etmiş oteli çalıştırması ile, yabancıya ait villanın resmi olarak kiralama
şirketi tarafından çalıştırılması arasında işletmecilik anlamında fark yoktur.
Vergisi ödendikten sonra Fethiye turizmine katkı olarak bakılmalıdır.
***
Villalarda konaklayan turistlerin turizm ile bağlantılı birçok sektöre
katkıda bulunması ise başka bir yazı konusu.
***
Vergi dairesine bildirimde
bulunmadan villa kiralayan yabancı ikinci konut sahipleri, yurt dışına vergisiz
kazanç transfer ediyor ise, konu
vergilendirme sorunudur. Denetimleri yapılmalıdır. Villalarda turist
konaklaması olmasın gibi bir “yasakçı zihniyet” bizi bir yere götürmez.
Devlet, yabancılara ait gayri resmi olarak kiralanan villaların
kontrolünü yapmalıdır.
Devlet otoritesini ortaya koyarak, yerli işletmeciler veya yerli
yatırımcı ile rekabette eşitlik sağlamak durumundadır.
Yabancılara ait kiralanmak üzere satın alınan ikinci konutların kira
kazancı direkt olarak yurt dışına gittiği için özellikle vergilendirme
konusunun sıkı takip edilmesi gerekir.
Yurtdışına yapılan bu kar transferi vergisiz bir kazanç olmamalı.
Yabancı sermaye ülkemize gelsin, nasıl olursa olsun gelsin mantığının
egemen olduğu günümüzde, hâlihazırda bölgemize yatırım yapmış villa
sahiplerini, ikinci konut sahiplerini yadırgamak doğru değil. Sadece kanun ve
kuralları hatırlatmak ve kanunları herkese eşit şekilde uygulamak gerekiyor.
Hem de bir an önce.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder