Fas gezi yazısı, Casablanca - Assouira - Marakesh- Quarzazete- Merzouga - Midelt -Fez.
Plan, 8 günlük bir gezi, Casablanca, Essaouira, Marakesh, Quarzazette, Merzouga, Midelt, Fez, Casablanca. Yaklaşık 2100 Km sürecek yolculuğumuzda her akşam değişik bir yerde ve otelde konaklanacak. Fas’a 7 yıl sonra tekrar geldik, bu defa değişik bir güzergah ve farklı yerler göreceğiz.
4*4 bir araç kiralıyoruz, rehber ve şoförümüz İbrahim bizi Casabanca’da kaldığımız otel Imperial Casablanca’da sabah resepsiyonda karşılıyor.
Otelin konumu iyi, fiyat normal, otel kalitesi iyi. 60 Euro iki kişi. (Bu fiyata daha iyi bir otel bulunabilir Cazablanca’da, dönüşte son gün IBIS Nearshore Casablanca otelde konakladık, Imperial Casablanca oteli tercih etmedik)
8 günlük bir gezi, Casablanca, Essaouira, Marakesh, Quarzazette, Merzouga, Midelt, Fez, Casablanca. Araç, akaryakıt, rehberlik ve 6 gece konaklama dahil 1.250 Euro olarak anlaştık İbrahim ile. Daha önceden kendisini tanıdığım için bize biraz uygun fiyat yaptı. Konaklamaları seyehat süresince ona bıraktık, gezi boyunca konaklama tercihlerini İbrahim yaptı.
Fas gezisi ilk günü bir Casablanca sabahında sahil yolundaki lokantalardan birinde uzun dalgaları seyrederek kahvaltı yaptık. Daha sonra yola koyulduk, hedef Essaouira. (Casablanca'yı daha önce görmüştük)
Casablanca’dan çıkınca yol üzerinde denize yakın bölgede ve sahil bandında birçok yeni yapılmış ve yapılmakta olan inşaatlar gördük.
Azemmoure’ da nehir kenarında güreş ve atlı gösterileri izledikten sonra El Jadida’dan geçtik.
Sidi Simail üzerinden Essaouira’ya yöneldik.
Yollar bölünmüş değil, araç sollarken dikkatli olmak gerekiyor. Yollar biraz dar, karşıdan kamyon gibi geniş araçlar gelince bazen asfalt kısımdan çıkıp yolun asfalt olmayan kısmına geçebiliyorsunuz.
Yollar dar olmasına karşın iyi durumda, yollarda çukur falan yok. Öğle yemeği tajin gerçekten güzeldi, hijyenik şartlar ve servis biraz eksiik olsa da lezzet doruktaydı.
Jemaa Shaim’de yemek ve dinlenme için durduk. Şöför ve rehber İbrahim ile ilk Fas Nane çayını içtik.
4*4 bir araç kiralıyoruz, rehber ve şoförümüz İbrahim bizi Casabanca’da kaldığımız otel Imperial Casablanca’da sabah resepsiyonda karşılıyor.
Otelin konumu iyi, fiyat normal, otel kalitesi iyi. 60 Euro iki kişi. (Bu fiyata daha iyi bir otel bulunabilir Cazablanca’da, dönüşte son gün IBIS Nearshore Casablanca otelde konakladık, Imperial Casablanca oteli tercih etmedik)
8 günlük bir gezi, Casablanca, Essaouira, Marakesh, Quarzazette, Merzouga, Midelt, Fez, Casablanca. Araç, akaryakıt, rehberlik ve 6 gece konaklama dahil 1.250 Euro olarak anlaştık İbrahim ile. Daha önceden kendisini tanıdığım için bize biraz uygun fiyat yaptı. Konaklamaları seyehat süresince ona bıraktık, gezi boyunca konaklama tercihlerini İbrahim yaptı.
Fas gezisi ilk günü bir Casablanca sabahında sahil yolundaki lokantalardan birinde uzun dalgaları seyrederek kahvaltı yaptık. Daha sonra yola koyulduk, hedef Essaouira. (Casablanca'yı daha önce görmüştük)
Casablanca’dan çıkınca yol üzerinde denize yakın bölgede ve sahil bandında birçok yeni yapılmış ve yapılmakta olan inşaatlar gördük.
Azemmoure’ da nehir kenarında güreş ve atlı gösterileri izledikten sonra El Jadida’dan geçtik.
Sidi Simail üzerinden Essaouira’ya yöneldik.
Yollar bölünmüş değil, araç sollarken dikkatli olmak gerekiyor. Yollar biraz dar, karşıdan kamyon gibi geniş araçlar gelince bazen asfalt kısımdan çıkıp yolun asfalt olmayan kısmına geçebiliyorsunuz.
Yollar dar olmasına karşın iyi durumda, yollarda çukur falan yok. Öğle yemeği tajin gerçekten güzeldi, hijyenik şartlar ve servis biraz eksiik olsa da lezzet doruktaydı.
Jemaa Shaim’de yemek ve dinlenme için durduk. Şöför ve rehber İbrahim ile ilk Fas Nane çayını içtik.
Casablanca - Assouira arası sahil kesiminde bir hayli bina yapılmış, yapılmakta olan binalar da çok.
352 kml yol katettikten sonra saat 16.00 da Essaouira’ya ulaştık.
Otelimiz Dar L’Oussia’ya yerleşiyoruz. Fiyat iki kişilik oda mevsime göre 50-80 Euro arasında değişiyor.
Otel eski şehir içinde gayet güzel ve temiz, her anlamda otelden çok memnun kaldık.
Kahvaltı kalitesi servis, temizlik tavsiye ederim.
İstenirse akşam yemek de alınabiliyor, bazı akşamlar canlı müzik de varmış. Daha sonra çarşıyı gezmeye çıkıyoruz, sanat galerilerinden, baharat satıcılarına, kafelerden lüks lokantalara çarşı gezimiz devam etti.
Argan yağı ve baharat satıcıları kadınlar sempatik, satış yapmadan bizi bırakmıyorlar.
Akşam El Minzeh lokantasındayız, şarap bira servisi yapılıyor burada. Güzel bir akşam yemeği ve güzel bir şişe şarap (Beyaz şarap Cuvee Du President 150 Dirhams) Şarap ile yemek toplam 450 Dirham ödüyoruz.
Ertesi sabah kumsal muhteşem.
Essaouira sahilinde yürüyüş yapan yerli ve yabancılara bizde katılıyoruz, diğer taraftan fotoğraf çekiyoruz.Otel Dar L’Oussia’da güzel bir kahvaltı sonrası tekrar çarşıda alışveriş ve gezi.
Öğle yemeği; eski kalenin önündeki balıkçı barınağına giden yoldaki balıkçılar, iki kişi, balık salata alkolsüz gazlı içecek 200 Dirham.
Saat 14:00 de şöforümüz ve rehberimiz İbrahim bizi otelden almaya geliyor, yaklaşık iki buçuk saatlik bir yolculuktan sonra Marakesh'e geliyoruz. (Marakesh ile ilgili detaylar daha önce yazdığım aşağıdaki bölümde mevcuttur, bu yüzden tekrarlamıyorum.) Uzun aradan sonra aynı şehre gelmek güzeldi. Otele yerleştikten sonra, kısa çarşı gezintisine çıkıyoruz. Eğer meydandaki yiyecek satan arabalardan veya çarşıdaki esnaf lokantalarında yemeyi düşünmüyorsanız biraz pahalı fakat güzel lokantalardan birini seçmek için birçok alternatif var çevrede.
Yıllar sonra bir tek fark var Marakeş'de, Marakeş daha temiz!!. Diğeri, çift katlı turistik gezi yapan kırmızı otobüsleri iptal etmişler, aynı geziyi faytonla yapabiliyorsunuz.
Küçük işletmeleri koruyan bir yapı var burada, geçmiş yüzyıllardan gelen şehir eski haliyle yaşıyor.
Yerel halkın turizmden kazanç elde etmesi gözetiliyor, veya engellenmiyor diyebiliriz.
Piyasa büyük uluslararası firmalara piyasa teslim edilmemiş, yerel sektörler halen ayakta ve yaşıyor.
Geleneklerin ve farklı yaşam tarzlarının turizm anlamında nasıl kazanca dönüştüğünü burada gözlemleyebilirsiniz. Fas; turizm anlamında ders alınması gereken bir ülke, örnek alınması gereken bir ülke. Bence Fas'dan turizm anlamında öğreneceğimiz şeyler var.
Bence, geleneksel yaşamın turizm metası olarak pazarlanması ve kendisine has bu yaşamın kıymetli bir turizm argümanı olduğu yöneticiler tarafından biliniyor ve bu yaşam tarzının devam etmesi destekleniyor.
---
Turistin çay talebi sadece ve sadece Fas nane çayı olarak karşılanıyor.
Siyah çayı turist istiyor diye bulundurma, isteyene siyah çay servisi yapalım diye bir anlayış söz konusu değil.
Fas'da çay deyince nane çayı anlaşılıyor. Bence bu, gelenekleri koruma, dolayısıyla kimliği koruma ve bir duruş sergileme anlamında son derece önemli ve değerli bir örnek.
Yine aynı şekilde Fas mutfağı genel olarak üç veya dört ana yemek (tajin çeşitleri), iki salata ( Berber ve Moroccon salata) ve soğuk meze olarak beş - on çeşitten oluşuyor. Bizdeki "Turistik" anlayış burada yok.
---
Fas'dan öğreneceğimiz çok şey var demiştim, evet Fas'da plastik torba ve poşet kullanımını yasaklamışlar.
---
Marakeş'de otelde gecenin içinden gelen bir ses ile uyanıyoruz, sabah saat 5.30 civarında bir uğultu şeklinde yükselen ses anlaşılmıyor, daha sonra resepsiyondaki görevliden öğreniyoruz, sabah yan bina güne Kuran okuyarak başlıyormuş.
---
Kahvaltı sonrası İbrahim bizi otelde kahvaltı sonrası karşılıyor. Bugün program; Ait Ben Haddou Kasbah, Quarzazete, Dades Vadisi.
Yolculuk gayet keyifli geçti, yol üzerinde birkaç mola verdik, fotoğraf çektik. Artık molalarda çay sormuyoruz, kahve içiyoruz.
Fas kırsalı: evler çatısız, genel olarak toprak evler.
Atlas dağlarını kuzeyden güneye geçiyoruz, virajlı yollardan yaklaşık olarak 2300 rakıma ulaşıp küçük köyleri geride bırakıp yolumuza devam ediyoruz.
Yolda küçük kasabalardan birinde yemek molası veriyoruz, lokanta kalabalık, yemekler iyi ama lavaboda sabun yok.
Sabunsuzluk kırsal bölgede hat safhaya ulaşıyor, hiç bir lokantada sabun yok, Seyehat edenlerin çantasında sabun taşımasında fayda var, otel pansiyonlarda bile bu sıkıntıyı 4 gün boyunca hissedeceğiz.
Bu arada Türkçe sabun, Arapça sabun aynı, sabun ararken öğrenmiş oldum.
Öneri: Fas'a kırsal bölgelere seyehat edecek gezginlerin otellerde kullanmak üzere 2 kalıp büyük sabun, çantalarında bulundurmak üzere 3 - 4 adet küçük sabun bulundurmalarında fayda vardır.
---
Ait Ben Haddou Kasbah bir toprak kale, sur duvarları ve kale içinde kısmen yaşam devam ediyor, evlerin bir kısmı hediyelik eşya dükkanlarına dönüştürülmüş. Gladyatör filminin bir kısmı da burada çekilmiş. Kasbahın ön tarafındaki hurma bahçeleri bu toprak surlara ve burçlara renk katıyor. Kasbahın önünde akan küçük nehir vadinin hayat kaynağı.
Ait Ben Haddou Kasbah gezisini toprak evleri tamir eden ustaları ve işçileri selamlayarak, bahçelerden geçerek, nehri kaymadan, düşmeden, ayakkabıları ıslatmadan aşarak tamamlıyoruz.
Quarzazet'e doğru yola koyuluyoruz. Yaklaşık 1 saat yolculuk sonrası Hollywood film endüstrisinin yakın ilgisini çekmiş ve yıllar içinde birçok ünlü film yıldızını ve yapımcısını konuk eden Quarzazete varıyoruz.
Alttaki fotoğraf Quarzazete Kasbah, bu binanın tam karşısında Sinema Müzesi var. İlgililer için çok ilginç olabilecek bir müze. Biz de yaklaşık 1 saatlik bir müze ziyareti ve mola veriyoruz burada.
Sonra yola koyuluyoruz tekrar, yaklaşık 2 saatlik yolumuz var Dades Vadisine. Akşam konaklama Amazigh Aile Pansiyonunda. Oda ve yemekler iyiydi.
Berberiler kendisini Amazigh olarak tanımlıyor, özgür insan demekmiş kendi dillerinde. Berber veya Berberi nitelemesi Barbariandan veya barbardan geliyormuş, tarihte başka milletler bu topluluğu bu şekilde tanımlamışlar.
Akşam yöresel müzikler ile bir berberi zikir alemi içinde bulduk kendimizi. Bu turistler için yapılmış bir gösteri olmaktan ziyade bir çok milliyetten konukların katıldığı, bir müddet sonra herkesin içselleştirdiği trans haliydi.
Berberiler kendisini Amazigh olarak tanımlıyor, özgür insan demekmiş kendi dillerinde. Berber veya Berberi nitelemesi Barbariandan veya barbardan geliyormuş, tarihte başka milletler bu topluluğu bu şekilde tanımlamışlar.
Akşam yöresel müzikler ile bir berberi zikir alemi içinde bulduk kendimizi. Bu turistler için yapılmış bir gösteri olmaktan ziyade bir çok milliyetten konukların katıldığı, bir müddet sonra herkesin içselleştirdiği trans haliydi.
--
Ertesi sabah yola devam, hedef vadi derinliklerinde, ilginç manzaralar, güzel fotograf kareleri.
Dades Kanyonu'ndan fotoğraflar
Dağcılar, gezginler, turistlerle kanyonda buluşma, kısa bir gezinti sonrası yaklaşık 2 saat 30 dakika sürecek yolculuğa, Merzouga'ya yöneliyoruz. Yolda kısa molalar, küçük yerleşimler.
Fas'da sandalet terlikler çok güzel ve kaliteli, şöför İbrahim'in terlikleri ise bağcıklı, değişik. Ben de kendime bir çift alacağım. Merzouga girişinde satılıyormuş.Mola yerinde bağcıklı sandaletler var, bunlar heryerde satılan sandaletlerden farklı, ayrıca kum fırtınalarından korunmaya yarayan, başa sarılan uzun ince kumaş örtüyü satın almak ve pazarlık safhası yaklaşık yarım saat sürüyor.
Akşam olmadan Merzouga'ya ulaşıyoruz.
Merzouga'da otel, Palais De Dune. Otele geliyoruz, ama biz çölde otele ait olan kampta kalacağız.
Kampa deve ile gideceğiz, 15 kişilik bir gurubu taşıyacak develer yorgun görünüyorlar.
Deve ile ilk seyehatim olacak. Yaklaşık 1 saat civarında süren bir yolculuk sonrası kampa ulaşıyoruz.
Kamp kıl çadırlardan oluşuyor, kıl çadır geleneği bize yabancı değil. Uzun zamandır kampta kalmamıştım.
Kumlar o kadar ince. Kumda çıplak ayakla yürümek değişik bir duygu.
Gece kampta kalabalık bir gurup olduk, yaklaşık 30 kişiyiz.
Sabah gün doğuşunu kaçırmamak için biraz erken yatıyoruz saat 24.00.
Yarın sabah kalkış 6:00. Gece uyanınca ağzımda kum gıcırtıları.
Kampta banyo yok, basit bir tuvalet ilkel şartlarda, bir de çeşme var dışarda.
Sabun çölde kampta da yok.
Bir gurup gün doğuşunu izliyor, diğer gurup develerle otele dönüyor, diğer gurup 4*4 araçlarla otele dönüyor, ben de 4*4 araçla otele dönerken çöl safarisi yapma imkanı buluyoruz. Keyifli bir deneyim oldu kumların üzerinde araba ile sörf yaptık.
Otelde güzel bir duş ve kahvaltı.
1 gecelik kamp hayatı yerleşik düzenin kıymetini anlamaya yardımcı oldu.
Şöfor ve rehberimiz İbrahim ile kahvaltı sonrası programı yapıyoruz, akşam Midelt'de kalacağız.
Molalar ile birlikte yaklaşık 4 - 5 saatlik bir yolculuk olacak.
Yola çıkmadan önce sabahleyin tekrar Sahara kumullarına gidip birkaç fotoğraf çekiyoruz.
Ogün, Merzouga sabah yürüyüşü Sahara kumullarında keyifle yapıldı.
Yola koyulduk yine, bugün hedef Midelt.
Yol üzerinde fosil kayalardan yapılan hediyelik eşyalar ve mermer atölyesinde mola veriyoruz. Milyonlarca yıllık fosil kayaçlardan yapılan süs eşyalar ve mermer malzemeler ilginçti.
Yol üzerinde Sahara bölgesini terketmeden, birkaç yıl önce çölde bir gece ansızın fışkıran gayzer ve suyun akış güzergahında oluşturduğu sarı kalkerli yapıyı görüyoruz. Herhalde yıllar içinde bizdeki Denizli - Pamukkale'nin Fas versiyonu (Saharakale) burada tezahür edecek. Ve Saharakale'nin hemen park yerinde hediyelik eşya satın alabileceğiniz kıl çadır hizmetinize girmiş, kendisine bol kazançlar dileyerek Midelt'e yöneldik.
Bugün Atlas dağlarını güneyden kuzeye geçeceğiz, diğer ifadeyle Kuzey Sahara çöl bölgesinden Akdeniz coğrafyasına seyehat edeceğiz. Yol boyunca değişimi gözelemliyoruz. Rakım yol güzergahında 1500 -1800 metre civarında değişiyor.
Midelt'de Hotel Taddart; iyi konaklama imkanı sunuyor. 4 yıldızlı bir tel. Açık büfe yemekler gayet lezzetli.
Şarap menüsü alternatif seçenekler sunuyor ve fiyatlar uygun 1 şişe şarap 150 Dirhem ile 250 Dirhem arasında değişiyor.
Otel yarım pansiyon. Akşam yemeği ve kahvaltı fiyata dahil.
Ertesi sabah yolculuk güzergahımız 7 yıl sonra ikinci defa göreceğimiz Fez.
Kimine göre; tarihin sayfalarından gelen, kimilerine göre zamanın yavaşladığı bir şehir Fez.
İkinci defa görmek için yine heyecanlıyız.
---
Yolda sedir ormanlarına selam veriyoruz, bazen kucaklıyoruz yüzyıllık ağaçları, bazen atlasların ardıçlarına gülümsüyoruz. Mağrur sedirler ile hidayete ermiş ardıçlar arasından yolumuza devam ediyoruz.
Bazen bir doğal gölette şarkı söyleyen kuşlar, bazen de yol kenarında satış yapan çiftçiler ile selamlaşıyoruz.
Arkadaşlık kuracağımız maymunlar ile yol kenarında rastlaştık, fıstık ikramı samimiyetimizi artırdı.
Midelt- Fez yol güzergahı İfran şehrinden geçer. İfran güzel evleri ve bakımlı park bahçeleri ile sanki bir Avrupa şehri.
Öğleden sonra Fez şehrindeyiz yedi yıl aradan sonra. (Fes ile ilgili yazı alt kısımdadır)
Ertesi gün Fez - Casablanca yolculuğu için öğle saat 14:00 de randevulaşıyoruz.
Öğleden sonra yolda geçiyor. Fez - Casablanca arası yol çift şeritli bölünmüş yollardan oluşuyor.
Akşam IBIS Nearshore Casablanca oteldeyiz. Şöfor biraz oteli bulmakta zorlandı ama netice itibariyle otel bulundu ve orada kalabildik.
Sabah İstanbul yolculuğu.
CASABLANCA - MARAKESH - FEZ GEZİ NOTLARI
Halen İstanbul’dayız
ama Casablanca’ya gitmek üzere Royal Air Maroc uçağına geçince lisan değişti. Yabancı
bir ülkeye gidiyorduk artık.
Pilotların
İngilizce aksanlarını değişik bulurum, konuşmaya bir anlaşılmazlık
katmak duygusu hakimdir, Royal Air Maroc pilotlarının İngilizce konuşmaları ise
tek kelime ile anlaşılmazdı.
---
Fas’a tur
organizasyonları dışında bağımsız olarak seyahat etmek fikri belki güzel fikir ancak diğer ifade ile bilinmezliğe yolculuktu bizim gezi. Yerel kültürü ve bölgeyi görmenin, yaşamanın yolu
buydu. Hayat tecrübemiz biraz daha artsın istedik. Seyahatin başlangıcında biraz kaygılandım.
Tur
organizasyonu ile seyahatleri ve guruplar halindeki gezileri kolaycılık olarak
değerlendiririm. Bu yüzden olsa gerek kitle turizmine, gurup gezilerine
mesafeli yaklaşırım. Başında rehberleri ile gezi yapan turistler bende yapay bir duygu yaratır. O lezzetin yapay olduğunu düşünürüm hep. Oysa; bağımsız geziler
özgürlüktür, bilinmezliğe yolculuktur, biraz heyecandır. Hele üçüncü dünya
ülkelerine yapılan geziler beni daha fazla heyecanlandırır.
Aklımdan
geçiyor; Wright
kardeşlerin bisiklete benzeyen uçaklarıyla yaptıkları ilk uçuş denemesinden
yaklaşık olarak yüz yıldan fazla zaman geçmedi, biz bugün jet motorlarının
hızlandırdığı modern uçaklarda uzun mesafeleri kısa sürelerde aşılıyor.
İnsanoğlunun birbiriyle rekabetinde, rakibini
alt etme, yenme, yok etme, güdülerini tatminini, bilimsel temellere
dayandırarak gerçekleştirebileceğini anlamasıyla sağlamış. İnsanın doğa ile
mücadelesinde, rakipleri ile mücadelesinde kendisine oluşturduğu dayanak ve
düşüncelerini inşa ettiği temel bilimsel düşünce olunca başarılı
olabilmiş.
---
---
Royal Air Maroc yolcularının el
çantaları, bagajları o kadar fazlaydı ki bavulların bir kısmı yolcu
koltuklarının üzerindeki el çantaları için ayrılmış bölümleri de
doldurmuşlardı.
Biz küçük sırt çantalrı ile
seyahat ediyorduk. Başka çantamız yoktu. Bunlara bile zor yer bulabildik. Bu
yükle uçak nasıl havalanacaktı?
Yaklaşık dört
saatlik rahat bir uçuş sonrası Casablanca hava limanına ulaştık.
Yöresel kıyafetli uzun sakallı erkekler bizim görmeye pek
alışık olmadığımız görüntüler.
Fransızca ve Arapça konuşuluyor. İngilizce anlaşmakta zorluk
çekmemiz seyahat boyu sürecek herhalde.
Havaalanında açık bankalar var döviz bozduruyoruz. Yaklaşık 100 Euro ya 1101 Dirhams satın
alıyoruz.
Fas’ta iki çeşit taksi var, birisi beyaz diğeri kırmızı
küçük taksiler.
Önce beyaz taksi
ile gitmeyi düşünüyoruz 250 dirham istiyor taksici Casablanca’ya, sonra 200
dirham olur diyor. Tren tarifesi de almak için, hem de treni öğrenmek için tren
ile merkeze girmeyi tercih ediyoruz. Bilet satıcısı önce tarife vermek
istemiyor, belki de anlamıyor bizi ama sonunda hem biletleri aldık hem
tarifeyi. (Şehir merkezine 2 kişi 80 dirhams). Tren ile Fas seyahati yapacaklar
için son derece faydalı bir ulaşım aracı.Tarife seyahat konusunda sonra çok işimize yaradı. Gezide
treni çok kullandık.
Tren çok konforlu değil ama kötü
de değil, Fas’ta tren dakik ve gayet iyi işleyen bir sistem kurulmuş.
Bu arada cep tel açtım, kontrol
etmek için, açınca Türk Konsolosluğundan mesaj geldi “Fas’a hoş geldiniz ve
konsolosluk telefonu”. Bu mesaj kendimize olan güvenimizi bir kat daha artırdı.
Ne de olsa bilinmezliklerle dolu bir yolculuğun ilk anlarını yaşarken ve daha
önümüzde bilinmezlerle dolu bir hafta varken bu mesaj küçük bir destek oldu.
Merkez istasyonda iniyoruz
trenden Casa Voyeger.
Küçük taksi ile Astrid Otele 50
dirhame pazrlık yapmamıza rağmen otelci biraz kazıklandığımızı söyledi. (20-30 dirham tutarmış gardan otel normal olarak).
Astrid Otel merkezde 3.sınıf bir
otel. Akşam çantaları bırakıp çıkıyoruz. Caddeler çok canlı, restoranlar dolu,
seyyar satıcılar yiyecek satanlardan çorap satanlara her yerde tezgahları
açmışlar.
Değişik lezzetleri denemek gerek
diye düşünüyoruz.
O gün akşam yemeği “pizza
sokakta”. Pizza dükkânı küçük içeride yer yok, sipariş gelince ya paket
alıyorsunuz ya da yol kenarına konulmuş masada yeniyor.
Yemek sonrası kısa yürüyüşte
tatlıcıya uğruyoruz, değişik tatlılar var.
Keşfe devam ediyoruz, köşede
bahçeli bir restoran, içki almak istiyoruz ama içkiyi yemek ile birlikte servis
yapabilirlermiş. Çin restoranı ise biraz ileride.
Biz de köşede içeride sıgara
dumanı yoğun olan bir bara gidip birer bira alıyoruz. Kısa süre sonra; sigara içmeyenler için iç mekan fazla kalınacak bir yer olmaktan çıkıyor.
--
İlk sabah Casablanca;
Kahvaltı otelde var, ama biz
çevreyi keşfe çıkıyoruz Medine’ye doğru yol alıyoruz.
Hemen yanımızda ilginç kıyafetli bir adam beliriyor. Su satıcısı, foto çektirip para alacak. Tatilde daha toleranslı davranış gösteriyorum, sucu ile hatıra fotoğrafı çektiriyoruz, tabii adamın parasını da veriyoruz.
Hemen yanımızda ilginç kıyafetli bir adam beliriyor. Su satıcısı, foto çektirip para alacak. Tatilde daha toleranslı davranış gösteriyorum, sucu ile hatıra fotoğrafı çektiriyoruz, tabii adamın parasını da veriyoruz.
Alışmakta fayda var size
yaklaşanlara çünkü gezi boyunca sizi bırakmayacaklar. Her yerde yanınızda size
yardımcı olmak isteyen, para isteyen, bir şey satmak isteyen birileri bitecek.
Eski şehre yürüyerek gidiyoruz.
Kahvaltıda taze meyve suyu ve pasta var, eski şehri dışındaki dükkânlardan
birinde, o sırada bizim başbakan Tayip Erdoğan televizyonda beliriyor. Türkiye’nin
imajı Fas’da iyi, Türkleri seviyorlar.
Fotoğraflar çekip ayrılmayı
düşünürken çıkışta bir adam musallat oluyor, taksici imiş, bize şehri gezdirmek
istiyor. Çantalar sırtımızda olunca turist olduğumuz apaçık ortada. Faslı
taksicimizle sıkı pazarlık sonrası 1 saatlik gezi için130 Dirhama anlaştık,
bizden önce 200 istemişti. Aslında bu ücret taksi ücretinden ziyade rehberlik
ücretiydi.
Adı İbrahim olan taksicimizle
Türk olduğumuzu anlayınca muhabbetimiz arttı.
Sahil şeridini, Anfa bölgesini, zenginlerin oturduğu
bölgeyi, iş merkezlerini gördük.
1 saatlik
gezi sonrası bizi Medine girişinde bıraktı, sabah geldiğimiz yerdeydik tekrar.
Para isteyen veya size mendil satmak isteyen yapışkan çocuklar eşliğinde
meydandaki lokantaya oturduk, menüde köfte vardı ve gayet lezzetliydi. (İki
kişi 85 Dirhams)
Casablanca Medine gezisine devam.
Pazar gün
olmasına rağmen bayağı kalabalık, bir çok dükkan kapalı, herhalde hafta içi çok
daha kalabalık.
Medine
merkezinde sarı renkli camiyi ziyaret etmek isteyince önce içeri almak
istemiyorlar, Türk olduğumu söyleyince ve pasaportu gösterince adam yumuşadı
içeri buyur etti, dışarıdakiler hala neden içeri girdiğimi soruyorlar, içeri
buyur eden adam dışarıdakilere izah ediyor, rahatlıyorlar.
Cami
ziyareti sonrası Marakeş’e gitme kararı çıkıyor, Kazablanka’yı bitiriyoruz,
zaten çok fazla bir şey yok görmeye değer.
Casablanca -
Marakeş tren bileti 1. mevkii iki kişi 280 - 300 Dirhams arasında bir fiyattı.
Trende
sayısı yaklaşık 30 kişi kadar olan Japon gurup görüyoruz, rehbersiz seyahat
ediyorlar.
Kâğıt
fabrikası dolayısıyla kötü kokan yerden geçerken Dalaman kağıt fabrikası aklıma
geldi, yıllarca bu kokunun içinde yaşamıştı Dalamanlılar.
Trende Suud
adlı arapla ve şarkıcı Laila ile tanıştık, Laila Marakeşli imiş.
Yaklaşık 4
saate yakın tren yolculuğundan sonra Marakeşteydik.
Gardan bir
şehir haritası aldık. Nerede kalacağımızı bilmiyoruz.
Gar
çıkışında bir taksi durdurduğumuzda akşam karanlığı olmuştu. Jemaa El Fnaa meydanına
20 dirham istedi aynı zamanda bize yeni şehirde başka otel de tavsiye etti, biz
meydana yakın bir yerde henüz bilmediğimiz bir yerde kalmayı düşünerek meydanda
indik.
Kalabalığı takip ederek ünlü meydana vardık.
Meydandan yükselen dumanlar orada
büyük bir ateşin yandığının habercisiydi ve seyyar lokantalardaki canlılık
görmeye değerdi. Her türlü yiyeceğin bulunduğu lokantaların önünden geçerken
hemen bir ayakçı sizi kendi lokantasına davet ediyor.
Bir tarafta
belki de dünyanın en büyük seyyar restoranı hizmet vermekteyken, diğer yanda su
satıcıları, yılan oynatıcıları, mahalli sanatçılar, masal anlatıcılar.
Tabii bu
arada halen sırt çantalı olduğumuz için otelci olduğunu sonradan öğrendiğimiz
Nurettin bize otel göstermeyi teklif etti. Bizde fazla itiraz etmeden önerilen
otele bakmaya karar verdik. Meydana açılan sokak içinde merkeze çok yakın
yaklaşık 50 metre
uzaklıktaki Otel Cecil riyad tarzındaki o
gün akşam konaklayacağımız otelimizdi
350 Dirhams iki kişi gecelik fiyattı.
Nurettin
gece vardiyasında çalışan otelci, bizi çalıştığı otele götüren.
Nurettin’e
içkili lokanta sorduk. Ara sokaklardan bizi götürdüğü yerden otele geri
dönememe ihtimaline karşılık daha kolay bir dönüş yolunu göstermeyi de ihmal
etmedi.
---
Otelde kahvaltı yoktu.
Sabah kalkınca kendimizi hemen
yakındaki büyük meydanda buluyoruz.
Meydanda birkaç portakal suyu
sıkan satıcı var, bardağı 4 dirhams.
İlginç olan dün akşam büyük
meydanı dolduran lokantalardan geriye hiçbir şey kalmamış. Meydanın her
yerinden motosikletler, faytonlar, kamyonlar geçiyor şimdi.
Ünlü Kuttubiye Camii meydanın
hemen ilerisinde, yürüyüş mesafesinde.
Şehir turu yapan kırmızı çift
katlı otobüsler Marakeşi gezmek için ideal (260 dirhams), Bilet alınca bir
haritamız daha oldu, kırmızı ve mavi hatlardan oluşan iki değişik güzergahta
çalışan otobüslere aynı bilet ile binebiliyorsunuz. Biletler bir veya iki
günlük satılıyor. Bir günlük tur yeterli oluyor, zaten birkaç saat içinde tur
tamamlanıyor.
İsterseniz fayton kiralayıp
benzer bir geziyi yapabiliyorsunuz. Fayton otobüsün giremeyeceği sokak
aralarına girebiliyor denemeye değer yaklaşık 1 saatlik bir gezinti oluyor.
Şehir eski ve yeni şehir olmak
üzere iki kısımdan oluşuyor. Eski şehir ve sur duvarları çok iyi korunmuş
durumda.
Yeni şehir ise modern şehircilik
anlayışının iyi örneklerinden birisini oluştururken, geleneksel renklerin ve
mimari dokunun en üst düzeyde yeni şehre yansıtma çabası gözlemleniyor.
Şehirde motosiklet çok
kullanılıyor, egzoz gazı rahatsızlık verici düzeyde, eski şehirde dar
sokaklarda gezinirken daha yoğun egzoz solursunuz. Ne yapalım Marakeş böyle bir
şehir, egzoz kokusu bizi şehri gezmekten alıkoyamayacak.
Bisiklet de halkın yaygın olarak
kullandığı ulaşım aracı.
Fayton herhalde turistler için
bir atraksiyon ama ilginç. At arabaları da var günlük hayatta kullanılıyor.
Kırmızı şehrin dar sokaklarında eski şehri (medina) keşfetmeye devam ederken
gün yarılanmıştı.
Dar
sokaklarda bizim ülkemizde kaybolmuş birçok el sanatını, zanaatkârı, tüccarı
yüzyıllar önceki haliyle yaşar halde görmek ve yaşamak herhalde turizm
açısından Fas’ ilginç kılan nedenlerin başında gelir.
Meydana açılan
dar sokaklardan birinde “Jardins Dar Mimoun” adlı restoran görüyoruz kapıdaki
siyahi adam bizi içeriye davet ediyor, bahçesinde konumlanmış masalarda yemek
yerken kuşların en güzel melodilerini dinleyebilirsiniz.
Biraz
ilerideki “Dar Essalam” lokantası ilginç, daha büyük ve işlemeleri oymaları,
kakmalarıyla pahalı bir lokanta olduğu belli, burada iç avlu yok bahçe yok
çiniler oymalar hakim. Bu lokantayı yarın akşam ziyaret edeceğiz.
Otele geri
dönünce kaldığımız otelci bu akşam kalacak isek konaklama ücretini peşin
istiyor, biz de oteli değiştirmeye karar veriyoruz.
Jardins Dar
Mimoun lokantasının hemen yanından ayrılan ara sokakta “Riad Les
Beugainvilliers” adlı riyad otelde kalacağız bu akşam, önce resepsiyonist bize
oteli gezdiriyor, gayet zevkli döşenmiş ve temiz güzel bir butik otel. Sahibi
Mısır’lı imiş, 800 Dirhams gecelik fiyat indirimli olarak. Kuş cıvıltıları
oteli kaplamış, huzurlu ortama katkı sağlıyorlar.
Riad Les Beugainvilliers adlı
riyad oteldeki görevli otelin kalitesinden emin , kaliteli otel olduğunu
bilerek, biraz da ukala bir tavırla 800 Dirhams den aşagı olmaz diyor. Ödemeyi
nakit yapıyoruz, iskonto yaptığı için fatura vermek istemiyor, (yüksek sezonda
1200 Dirhams diyor)
Akşam
Jardins Dar Mimoun’dayız içkisiz bir lokanta ama yemekler özellikle mezeler çok
güzeldi. Fas’ta damak tadı biraz değişik birçok sebze şekerli pişiriliyor.
Domatesli meze bize göre domates reçeli gibiydi. Sebzeler katılan kimyon
değişik lezzet için bir örnek.
Garson Hamdullah ve saz heyeti bahşişi hak ediyor.
Akşam yine Jemaa
El Fnaa dayız. Kısa turun ardından Hasan ve ekibinin müzikli gösterisinde berberi toplulukla yaklaşık 1 saat beraberiz.
Otele
dönüşte sırtıma atlayan maymun ile irkiliyorum. Belli ki bu akşam maymun
oynatıcısının işleri zayıf kalmış, anlaşıldı fotoğraf çekilip para vermeden
kurtuluş yok. Yılan oynatıcıları ile benzer bir olay yaşamamak için onlarla göz
göze gelmemeye çalışıyoruz, onlardan biraz uzak geçiyoruz.
Şehrin
kalbi Jemaa El Fnaa’da atıyor.
Yerlisiyle, yabancısıyla, yemeğiyle, müziğiyle meydan şehrin merkezi. Marakeş’te ortaçağı yaşatan sadece meydan değil, meydana açılan dar caddelerdeki küçük dükkanlar, lokantalar, zanaatkarlar, küçük atölyeler, baharatçılar sanki tarihin tozlu yapraklarından kopmuşlar. Sanki zaman durmuş, saatler yavaşlamış insanlar bir mistik ortamda izole olmuşlar.
Yerlisiyle, yabancısıyla, yemeğiyle, müziğiyle meydan şehrin merkezi. Marakeş’te ortaçağı yaşatan sadece meydan değil, meydana açılan dar caddelerdeki küçük dükkanlar, lokantalar, zanaatkarlar, küçük atölyeler, baharatçılar sanki tarihin tozlu yapraklarından kopmuşlar. Sanki zaman durmuş, saatler yavaşlamış insanlar bir mistik ortamda izole olmuşlar.
---
Sabah kuş sesleri eşliğinde
kahvaltı yaparken, öğreniyoruz ki Marakeş’te çok kuş varmış. Biz otel bu
kuşlara özel olarak bakıyor, besliyor diye düşünmüştük. Kuşlar birbirleriyle
konuşurken biz fısıltı ile konuşuyoruz.
Fas kahvaltısı 2 çeşit reçel,
tereyağı ve yağda kızartılmış biraz kalın pişirilmiş yufka.
Çay olarak şekerli nane çayı.
Oldukça rahatlatıcı bir ortam.
Kahvaltı Fas usulü fazla çeşit yok.
Kahvaltı sonrası dar sokaklarda faytonların
at arabalarının motosikletlerin arasından Souk’a doğru ilerliyoruz. Dar sokağın
iki yanındaki küçük otantik dükkânlar mesaideler.
Herhalde 20- 30 defa sorulan
sorulara “hayır” demekten yorulunca teslim oluyoruz, mecburen yeni bir arkadaş
ediniyoruz.
İngiliz olmadığımız tipimizden
belli, Fransızca konuşmadığımız için Fransız olmadığımız anlaşılıyor, o halde
İspanyol, İtalyan vs gibi soruya belki günde 30 defa cevap vermek durumunda
kalıyorsunuz.
Bir yerden sonra biraz sıkıcı
oluyor.
Size mütemadiyen bir şeyler
satmaya çalışıyorlar, hem de yüksek fiyatlara.
Kazıklanmamak için dikkatli olmak
gerekiyor. Pazarlık yapmazsanız kesin kazıklandınız demektir. Öncelikle satın
alacağınız mal ile ilgili bir ön araştırma yapmanızı tavsiye ediyorum.
Bizimle arkadaşlık kuran kişi
bizi başka bir arkadaşına devrediyor, o Berberi genç bizi tabakhanelere
götürüyor. Aynı zamanda o gün orada Berberi pazarı varmış.
İlkel şartlarda çalışan
tabakhanelerin kokusunu azaltmak için girişte elimize bir tutam yeşil nane
tutuşturuyorlar. Kısa açıklamalardan sonra deri eşya satan dükkânlara
yönlendiriliyorsunuz, tabii orada size gayet güzel bir kazık hazırlanmış
bekliyor, dikkatli olun!
Artık orada maharet sizde,
kazıklanmak yada az kazıklanmamak size kalmış.
Marakeş Madinası –eski şehri çağların
gerisinden kopup gelen bir şehir gibi, geçmişte kalmış bir şehir. Geleneklerin
yaşatıldığı, üretim tarzının halen geleneksel yöntemlerle yapıldığı, ekonomik ilişkilerin
geçmişte yaşadığı bir şehir.
Marakeş’in modern yüzü ise eski
şehrin sur duvarlarının dışına kurulmuş yeni şehirde. Yeni şehir de gelenekleri
rencide etmeden, geleneksele uyumlu bir şekilde yerleştirilmiş. Mimari ve
renkler yöresel özellikleri taşıyor.
Her ırktan insanı buluşturan bir
şehir Marakeş.
Eski şehri yaşatmak için sanki her
bireye bir görev verilmiş ve o görevi başarıyla icra etmeye çalışan insanlar
görüyorum. İzlenimim şahsi menfaatten ziyade her birey kamusal bir görev
üstlenmiş yaşamak ve şehri yaşatmak için.
Geçmişlerini, geleneklerini kendi
aralarında yaşatırken modern dünya ile paylaşmaktan zevk duyuyorlar.
Her Fas’lı ile karşılaşmanızda
klasik soru nerelisin sorusu. Türk olduğumuzu öğrenince yakınlık gösteriyorlar.
Fas’ta Türk yapımı dizi filmler çok meşhur.
Pahalı otelden ayrılıyoruz. Biraz
ilerdeki 380 Dirhams olan banyolu odada Yine Riad olan, biraz daha küçük odası
olan bir otele yerleşiyoruz.
Otelin dışında beklerken,
yaklaşan kişi haş haş satmak istiyor, tabii olarak cevap “no” oluyor. Esrara
başlamak için bu kadar yol gitmeye gerek yoktu.
Meydana açılan caddelerden birinde
nane çayı ve kahve molası verdik, herhalde biraz fazla oturmuş olacağız ki
istemeden hesap geldi.
Faytoncu ile sıkı pazarlık
yapıyoruz, pazarlık gerekli olduğunu düşünerek.
Paramız kalmadı deyince; Faytoncu
“Her şeye para yetti de bir tek atlara mı para kalmadı? diye sordu.
200 dirhams istedi 130 dirhams
anlaştık. 150 versek de olacakmış diye düşündüm sonradan. Faytoncu ile fotoğraf
çektiriyoruz.
Meydan yine insan kaynıyor,
lokantalar kurulmuş.
Akşam Dar Essalam
Lokantasındayız. Eski şehirde Jemaa El Fnaa meydanına açılan dar sokaklardan
birinin üzerinde. Dün gezip beğenmiştik. Lokanta değil duvar işlemeleriyle,
tavan işlemeleriyle, çinileriyle sanki bir müze.
Garsonlar biraz şakacı, servis esnasında
atraksiyonlar yapıyorlar. Dansözler var canlı müzik var. İçki servisi var. Menü
olarak servis yapılıyor. Bir menü bir kişiye fazla geldiği için iki kişi bir
menü alıyoruz ve hesap 390 dirhams.
Dansöze para takınca diğer
müşteriler de para takmaya başladılar. Dansöz o akşam iyi iş yapmıştır herhalde.
---
Marakeste bulunduğunuz zaman içinde Essaouria turuna katılabilirsiniz. Biz kişi başına 200 Dirham ödedik, 10 kişilik bir minibüsle güzel bir günübirlik günlük tur oldu, gezginler ise Essaouria'yı gezinin bir kaç gün konaklanacak şehirlerinden birisi olarak belirleyebilirler.
Marakesten yapılacak günübirlik gezilerden bir diğeri Ourika Vadisi gezisi, isterseniz bu geziyi tur satın alarak, veya özel 4*4 söförlü araç kiralayarak yapabilrisiniz. 4*4 araç söför ve rehber 6 saatlik tur 600-700 Dirham arası bir fiyat ödeniyor. Gayet keyifli bir gezi. Tavsiye ederim. Söför ve rehberimiz İbrahim resmi rehber ve Marakeşten yola çıkılan diğer turları da özel olarak organize ediyor. Web sayfasından ve eposta adresinden direkt irtibata geçebilirsiniz. Ayrıca üç dört değişik güzergaha günlük tur düzenleniyor, Bu turlara da katılabilirsiniz. İster özel araç kiralayın ister tur acentasından satın alın. (4 kişi birlikte günlük özel araç kiralamak daha keyifli ve karlı olur)
---
Marakeste bulunduğunuz zaman içinde Essaouria turuna katılabilirsiniz. Biz kişi başına 200 Dirham ödedik, 10 kişilik bir minibüsle güzel bir günübirlik günlük tur oldu, gezginler ise Essaouria'yı gezinin bir kaç gün konaklanacak şehirlerinden birisi olarak belirleyebilirler.
Marakesten yapılacak günübirlik gezilerden bir diğeri Ourika Vadisi gezisi, isterseniz bu geziyi tur satın alarak, veya özel 4*4 söförlü araç kiralayarak yapabilrisiniz. 4*4 araç söför ve rehber 6 saatlik tur 600-700 Dirham arası bir fiyat ödeniyor. Gayet keyifli bir gezi. Tavsiye ederim. Söför ve rehberimiz İbrahim resmi rehber ve Marakeşten yola çıkılan diğer turları da özel olarak organize ediyor. Web sayfasından ve eposta adresinden direkt irtibata geçebilirsiniz. Ayrıca üç dört değişik güzergaha günlük tur düzenleniyor, Bu turlara da katılabilirsiniz. İster özel araç kiralayın ister tur acentasından satın alın. (4 kişi birlikte günlük özel araç kiralamak daha keyifli ve karlı olur)
----
Sabah 7 treni ile Fez’e gitmek
üzere meydana geliyoruz. Taksiciler gara 50 dirhams istedi birkaç taksici
sonrası 20 dirhama anlaştık.
***
Salaşlık
bir yaşam tarzı, hijyen kurallarının pek umursanmadığı bir yer burası.
Yöresel
kıyafetlerle dolaşan bir çok insan görüyoruz. Basit, sade ve ayak bileklerine
kadar uzun olan bu giysiyi kadınlar ve erkekler giyiyor. Terlikler ise giysinin
tamamlayıcısı.
Yemeklere
gelince bizim kadar bol çeşitli mutfakları yok.
Tajin; et,
tavuk veya sebzeli ; güveç şeklinde pişiriliyor, uzun kapaklı toprak kaplarda
servis yapılıyor.
Kuskus ise
ince bulgur üzerine et tavuk, sebze ben fazla tercih etmedim. Bizdeki bulgur
pilavi çok daha lezzetli.
Ana yemekle
beraber küçük tabaklarda ayrı ayrı servis yapılan Fas salataları ise lezzetli;
kimyonlu bal kabağı, kimyonlu havuç, şekerli domates salatası.
Salataların bir kısmı fazla şekerliydi, domates salatası
sanki domates reçeliydi.
Nane çayı da şekerli servis yapılıyor.
Trende tuvalete
gidiyorum, direkt rayları görüyorum, rayların üzeri doğal kanalizasyon.
Saat 16.00
da Fez garındaydık.
Trende
tanıştığımız tur şirketi olan bir kişi arkadaşına tel etti. Garda isimlerimizin
yazılı olduğu bir tabela ile karşılandık. Oteline götürdü bizi. Beğenmedik.
Taksi parasını verdik 25 Dirhams ve Riad tarzı yapılmış ama küçük odaları olan
belikli yeni tamirat yapılmış pansiyon, orada kalmadık, 600 Dirhams istedi
odaya. Bu durumda taksi parasını ödeyip kendimize kalacak yer aramaya çıktık.
Trafiğin olmadığı dar ara
sokaklardan şehir merkezine doğru aktığını tahmin ettiğimiz kalabalığı takip
ederek, hislerimize güvenerek şehir merkezini bulacağız. Yürürken her dakika
yanımızda biten kişiler doğal arkadaşınız oluyor, sanki yıllardan beri
tanışıyormuş gibi sohbete başlıyorlar..
Merkeze gelince meydana yakın bir
Riyad görüyoruz, ancak fiyat iki kişi birgece için 1000 Dirham olunca orada
kalmıyoruz. Yanınızda hiç tanımadığınız ama sizi hiç bırakmayan arkadaşınız bu
durumda daha ucuz bir pansiyon tavsiye ediyor. Labirent sokaklar içinden geçip
yine labirent sokaklardan birisinde bulunan bir kapıyı çalıyor arkadaşımız.
Familie El Mustakim ev pansiyonu riyad tarzında temiz bir ev pansiyonu.
Pansiyona yerleşmemizin ardından,
pansiyon sahibinin kızı Sinem bizi çarşıya internet kafeye götürdü. Çarşıyı
gezdik, tekrar pansiyonu bulmayı denedik, başarılı bir yön tayini ile tekrar
pansiyonu bulduk. Artık akşam yemeği için güzel bir lokanta seçilebilirdi.
Lokanta arayışımız sokakta gezerek oluyor, yine sokak yardımcıları devreye
giriyor. Bizi iyi bir lokantaya götürüyorlar. 1 menü ve içki içeceğimizi
söyleyince servis yapmak istemiyorlar. Biz de bu hoşgörüsüzlüğe karşı lokantayı
terk ediyoruz. Lokanta arayışımız
sürüyor.
Meydana bakan 4 katta Palais De
Fes lokantasında karar kılıyoruz.. Şef garson cana yakın bir bayan. Yemek
kalitesi güzel. İyi ki diğer lokantada kalmadık diye düşünüyoruz. Sohbet
sonrası en son lokantayı terk eden biz olduk. Bira, şarap servisi vardı. Hesap
ise 726 Dirham biz 750 verdik. Memnun kalktık. Sohbet iyi, yemekler iyi, her
şey iyi, fiyat ucuz değil ama değer diye düşünüyoruz.
Labirentlerde pansiyonu tekrar
bulma yolunda ilerlerken birden takip edildiğimizi fark ediyoruz. Biz biraz
hızlanınca kukuletası başında olan o adam da hızlandı, takip ediliyorduk bu
kesindi. Orta yaşlı bir adamdı, kendisini hiç görmemiştik. Bizle konuşmayı
denedi. Pansiyon falan dedi. Biz tam anlamadık. Yürümeye devam ettik. O da bizi
takip edip pansiyon demeye devam etti.
Sonra anladık ki, bizim
kaldığımız pansiyonun sahibi imiş, biz karısı ile tanışmıştık. Eşini
görmemiştik. Biz gecikince bizi aramaya çıkmış, pansiyonu tekrar bulamama
ihtimaline karşın cadde girişinde beklemiş. Bir hayli güldük. Neyse sağ salim
pansiyondayız. Temiz çarşaflar temiz oda. Ev pansiyonu olarak beklentilerin kat
kat üstünde. Pınar su içecek ama şişe suyu nerede bulunacak? O vakitte,
labirentlerde bir daha geri dönüp bakkal aramak göze alınamıyor. Türkiye’de şişe suyu içen şahsiyet için Fez
şehrinde çeşme suyu son şans oluyor. Neyse ki Fez’de çeşme suyu içiliyormuş.
Pansiyon sahibi, gece kukuletalı
bizi sokaklarda arayan şahıs Ahmet Mostakim. Sabah kahvaltıyı evde yapacağız
kahvaltı fiyata dahil. Klasik Fas kahvaltısı küçük, sade ve tabii yanında
nane çayı bol şekerli.
Ahmet Mostakim ile çarşıyı
beraber gezmeye karar veriyoruz. Ahmet kısa bir hazırlık sonrası bayramlık
entarisini giymiş halde aşağı inince ben de kendime hediye olarak kukuletali
entari almaya karar verdim. Ahmet bize çarşıyı gezdiriyor. Halıcı, terlikçi ve
kukuletalı erkek elbisesi satan dükkânlarda alışveriş yapıyoruz. Fiyatlar hep
pazarlıklı.
Cami ziyaretine gelince önce bizi
içeri almak istemiyorlar.
Türk olduğumuzu öğrenince ilgi
görüyoruz. Tebessümlerle içeri buyur ediliyoruz.
Fez’de dar sokaklarda hayvanlarla
yük taşınıyor. Motorlu araç ve araba giremiyor. Tabakhane şehrin tam orta
yerinde kurulu. Tabakhaneler kötü kokarlar. Fez’de tabakhaneler şehrin tam
ortasından geçen nehire atıklarını deşarj ediyorlar. Bunları şehrin dokusunu
korumak adına şehir dışına çıkarmıyorlar herhalde diye düşünüyoruz.
Tabakların ilkel usullerle deri
işlemeleri turizmin parçası olmuş. Tabakhane Fez turizminin bir parçası,
anladığım kadarıyla olmazsa olmazı.
Şehri ilginç kılan geleneksel
doku ve yaşam tarzı her yönüyle geçmişten kopup gelen görüntüler, Fez’in dar
sokaklarında gezmek sanki zaman yolculuğuna çıkmış hissi veriyor.
Binalar topraktan yapılmış,
sıvaları da toprak. Bizim ülkemizde kaybolmuş bir çok meslek burada halen
yaşamakta. Sokaklarda nalbantlar var. Modern dünyaya 1, 1.5 saat uçak yolculuğu
mesafesinde ancak geleneksel yaşamın her yönüyle doğal ve tüm aktörleriyle
yaşadığı bir ülke Fas.
Zaman burada durmuş saatler takılmış kalmış.
Zaman burada durmuş saatler takılmış kalmış.
Fas ülkesi insanı turizmin
önemini kavramış görünüyor. Gelenekselin korunması ve çağın gerektirdiği yeni
yapılaşmanın yani yeni şehrin eski şehrin tamamen korunarak bitişiğine inşa
edilmesi, eski yaşam tarzının aynen devam etmesi anlatmakla olacak bir şey
değil. Görülmesi, yaşanması gereken bir hadise.
Modern dünya Fas’ta da yaşanıyor
ancak eşki şehirlerin dışında bir yaşam bu. Eski şehirler bir çok şeyiyle
tarihte yaşadığı gibi yaşıyorlar. Ülkeyi ilginç kılan geleneksel dokunun tüm
renkleri ile geçmişteki gibi yaşıyor olması.
Tabelalar mütevazi.
Turizm adına yapılmış, turistik,
turist için yapılmış ortamlar bir süre sonra anlamsızlaşıyor. Yöreyi doğal
ortamında yaşamak, oraya has ne varsa yaşamak imkanı tanıyor Fas.
Fas size bir ürün sunuyor.
Gelenekleriyle, sanatlarıyla, kültürleriyle, Fas (Magribi) Fez’de yaşanıyor.
Biz eski şehirlerde konaklamayı,
dahası hiç bilmediğimiz ara sokaklarda hiç tanımadığımız insanlara
karşılaşmayı, denedik. Siz de deneyebilirsiniz. Ya da lüks yeni inşa edilmiş
yıldızlı otellerde yeni şehir kısmında kalma imkânı her zaman mevcut.
Sokaklarda size yaklaşan ve
arkadaşlık etmek isteyen kişiler size “artık yeter” dedirtebilirler. Ancak, tatilde
insan daha toleranslı oluyor.
Akşam olunca yemek konusunu riske
etmek istemiyoruz, yine aynı lokantaya yöneliyoruz. Biraz pahalı ama yemek
kalitesi yüksek. Pansiyona dönüşte yine yolda bize yaklaşan tiplere pek yüz
vermiyoruz.
***
Sabah kahvaltıda kahve de vardı
nane çayı yanında. Kahvaltı kahve ile zenginleşmişti bugün herhalde Ahmet bize
ayrıcalıklı hissettirmek için yapmıştı bu jesti. Tereyağı, mısır ekmeği,
zeytin, reçel ile birlikte kahvaltı samimiyetimizi pekiştirdi son gün.
Pansiyon temizdi. Sıcak su için
şofben vardı, biz kullanmadık.
Madinede son günümüz bayram
tatiline denk geldiğinden bir çok dükkan kapalıydı.
Pansiyona dönüp eşyalarımızı
almadan önce Müstakim ailesi ile birlikte fotoğraf çektirdik. Dönünce bu
fotoğrafların yanına bir de Türk bayrağı ilave edip kendilerine
postalayacaktım. Herhalde ulaşmıştır. Bizim bayrak Müstakim pansiyonun duvarını
süslüyordur. Belki de yanında bizim çerçevesiz fotoğraf vardır kim bilir..
Meydandan tren garı 12 Dirham.
Meknes için 2 saatlik bir kısa
tur tercih ediyoruz. İsabetli bir karara vardığımızı gezinin bitiminde
anlıyoruz. Marakeş ve Fez sonrası Meknes çok fazla bir şey ifade etmiyor.
Meknes – Casablanca 2 kişi tren
fiyatı 270 Dirham. Trende tanıştığımız Faslı kadın Türkiye hayranı İstanbula
geleceğim diyor, Marakeş’e tatile gidiyorlarmış.
Türkiye çok ünlü Fas’da.
Marakeş – Casablanca – Rabat –
Meknes – Fez tren seferi tek route.
Çöl turunu kış mevsiminde
olduğumuz için yapmadık. Ancak şiddetle tavsiye ediliyor. Gelecek sefere çöl
turu yapmadan çölde konaklamadan dönmeyeceğiz.
Akşam Casablanca Ibis
Otelde konaklama 60 Euro iki kişi kahvaltı dahil Casa Voys garının hemen yanı.
Otel lokantası gayet iyi ve fiyatları makul düzeyde. Şarap 35 lik 275 Dirham.
Sabah kahvaltısı 04.00 de başlıyormuş.
Sabah kahvaltı sonrası Casa
Voys’dan tren ile havalimanı yolundayız.
Biletimiz Royal Air Maroc,
terminal 2 yazıyor bilette, terminal 2 de Royal Air Maroc görevlileri İstanbul
uçuşunun terminal 3 olarak değiştiğini söylediler.
Bu arada Faslı birisi yine
yanımıza yaklaşıyor, taxici imiş. Taximetre açmadan bizi terminal 3 e
getiriyor. Taxiciler genel olarak taksimetre açmak istemiyorlar. 3 dakika süren
yolculuğumuz sonrası borcumuzun 200 Dirham olduğunu öğrenince kalan son 25
Dirhamımızı kendisine veriyoruz ve taksici kolumuza yapışıyor bırakmıyor. Din
kardeşi olmak da işe yaramıyor. Bir taraftan polis çağırıyoruz, taksici de bizi
bırakmıyor. Güç bela terminal 3 e kendimizi atıyoruz. Taxici kapıdan giremiyor.
Fas’da yaşadığımız en tatsız olay bu oldu.
Royal Air Maroc’u terminal
değişikliği ve belirsizlik için görevliye şikâyet ettik. Ne olacak? Hatalarını
biliyorlar.
Fas kültür turizmi anlamında
büyük bir potansiyel, ben görmenizi, Fas'ı yaşamanızı tavsiye ederim. Değişik bir dünya.
Kum, deniz, güneş turizmi adına
büyük yatırımları sahil bölgelerinde okyanus kıyılarında.
Ülkemizde 12 ay turizm yapmanın
önemli ayaklarından birisinin; doğayı, yöresel, bölgesel bizi ifade eden geleneksel
değerleri korumak olduğu biliniyor mu acaba?
selamlar,şimdiye kadar marakesle ilgili oduğum en iyi gezi notu.teşekkür ederim.
YanıtlaSilenes çimen.
enescimen@hotmail.com
selamlar serdar bey,bende 27 oacakta bir haftalığını yalnız marakeşe gideceğim.bu konu ile ilgili sizinle görüşmek istiyorum.bu konuda sizin yardımınıza
YanıtlaSilihtiyacım var.
enes çimen
0533-488 68 91
enescimen@hotmail.com
Aile ile gitmek icin guvenli bi yer mi Fas ?
YanıtlaSilGüvenli bir ülke.
Sil7/15 Nisan 2017 tarihleri arasında yine Fas programı vardı, gezi güzeldi. Sahara ve Atlas dağlarının güneyine geçtik.
YanıtlaSil