1 Eylül 2014 Pazartesi

Köy pansiyonculuğu ve kırsal küçük oteller

Köy pansiyonculuğu ve kırsal küçük oteller
Geçenlerde bir arkadaşla sohbetteyiz, önemli bir şirkette yönetici olarak çalışan bu arkadaşımın patronu Fethiye’nin Karaağaç mahallesinde (eski Karaağaç Köyü) bir otelde tatil yapıyormuş.
Bu arada; patronun beş yıldızlı otelleri var. Kendisine ait lüks otelleri varken, o dağ başında bir küçük otelde, doğa içinde keçilerle, tavuklarla birlikte olmayı tercih ediyor.
Sabah serinliğinde yürüyüşler daha sonra yoga çalışmaları ile dinlenen patronun tatil tercihi doğadan yana.
 500 – 1000 kişinin kaldığı, barlarından yüksek volümde müzik yayını yapan ve içinde gece kulüpleri olan büyük oteller müşterisiz kalmıyor, yine hala tercih ediliyor, ama herkes tarafından değil. Hele konakladığı yer ve tesiste “özellik ve kimlik” arayan müşteriler tarafından bu kalabalık oteller daha az tercih ediliyor.
Patrona sabah kahvaltısında üç yüz, beş yüz kişi ile birlikte kahvaltı almak bir o kadar çekici gelmese gerek.
Ne zaman büyük bir otele gitsem, 500 -1000 kişinin kaldığı otelerdeki o kalabalık ve kuyruklar bana AÖS (Atatürk Öğrenci Sitesi) hatıralarımı çağrıştırır. Büyük ve kalabalık kapalı salonda yenen öğünler, çatal kaşık ve tabak seslerinden birbirlerini duymakta zorlanan kişiler, kuyruklar.
***
Aşırı çalışma yükü, ulaşılması zor hedefler, uzun çalışma saatleri, huzursuz insanlar. Doğa ile haşır neşir olan insanda mutluluk katsayısında artış gözleniyor. Daha fazla doğa içinde zaman geçirin, yaşam enerjiniz artsın.  
Kırsal alanlarda inşa edilmiş, aşırı lüks sunmayan yerel karakteristik özellikleri içinde barındıran küçük konaklama tesisleri huzur arayanlar için ideal mekânlar.
Bu hizmeti sağlayan küçük oteller Türkiye’nin her yöresinde inşa edilip işletilmeye başladı. Sayıları da giderek artıyor. Alaçatı’da Datça’da, Köyceğiz’de, Kazdağları’nda Üzümlü’de Faralya’da kısaca Türkiye’nin her yerinde.
***
Turizminde, yöresel/yerel özellikler taşıyan, kırsal alanlarda inşa edilmiş, doğa içindeki turizm işletmeleri gün geçtikçe daha fazla talep görüyor. Bu işletmelerin turizm sektörü içindeki önemi her geçen gün artıyor.
Bölgenin yerel kimliğine uygun yapılarda, gelenekselin korunduğu ve yaşatıldığı konaklama tesisleri yakın gelecekte daha da önemli olacak, daha fazla tercih edilecek.
***
Uluslararası turizm rekabetinde rakipler boş durmuyorlar. İspanya, Portekiz turizmde çevre ve doğayı ön plana çıkararak avantaj sağlamaya çalışıyorlar, "köy turizmi", "doğa turizmi", "eko turizmi" teşvik ediyorlar. Kısaca; rakipler turizm yelpazelerini çeşitlendiriyorlar.
***
Bu anlayış çerçevesinde, turizmin köylere yaygınlaştırılması; yerel küçük aile işletmeleri olan "köy pansiyonlarnın" ve "kırsal küçük otellerin" sayısının çoğaltılması "turizmde ürün çeşitliliğinin" sağlanmasına katkıda bulunacak.
Muğla ve ilçelerini turizmde farklılaştıracak bir şeyler yapmak gerekiyor.

Muğla Büyükşehir Belediyesine ve Fethiye Belediyesine bu konuda çok iş düşüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder