Çinliler Fethiye’ye neden gelmiş?
Birkaç gün önce Çalış Plajı'nda
mangal partisi vardı Mehmet Yılmaz’ın evinde.
Mehmet Bey’in evi, Çalış Plajı'nda denize cepheli özel ve
güzel bir evdir.
Mehmet Bey’in nazik daveti vesilesiyle, güneşi denize
batırdığımız o güzel günlerden birini yaşadık Tabii, dostlarla berber olunca
daha bir keyifli oldu yemek faslı.
Daha sonra Çinli dostlarla aynı
masayı paylaştık. Çin’i sorduk, biraz merakımızı giderdik. Çinliler nazik
insanlar.
Bir diğer arkadaşımız neden
güneşli günde şemsiye ile dolaştıklarını sordu. Çinliler güneşin tenlerini
karatmasını istemiyorlarmış. Beyaz teni daha güzel, daha çekici buluyorlarmış.
Sahilde güneşlenen yabancı
turistler kızarmış bedenlerinde güneşin sıcaklığını halen hissederek ağır ağır
toparlanırken, biz akşama merhaba diyorduk.
Mangal partisi daha yeni
başlamıştı ama birçok soru peşi sıra geldi.
Biz meraklılar misafirleri
sorularla fazlasıyla yorduk. Bu biraz da uzak ülkeden gelen dilini
anlamadığımız insanlarla İngilizce anlaşma imkânımızdan kaynaklandı.
Şu anda hatırlamıyorum masada
bulunan arkadaşlardan kimin sorduğunu “Buraya neden geldiniz?” sorusunu.
Soru belki basit bir soruydu ama cevap sıradan değildi.
Soru belki basit bir soruydu ama cevap sıradan değildi.
“Sizin Nobel Ödülü almış bir
yazarınız var Orhan Pamuk. Ben onun üç kitabını okudum. Kitapları okuduktan
sonra Türkiye’ye gelmek, o ülkeyi tanımak istedim.”
***
Orhan Pamuk kitaplarının Çince
tercümesini okuyup insanlar Türkiye’ye geliyorlar. Kapadokya, Konya, Denizli,
Antalya, Fethiye bu kültür ve sanat etkileşiminden pay alıyor.
Fethiye’nin denizine, kumuna
güneşine gelmemiş bu Çinliler.
Fuarda Fethiye standını ziyaret
edip bir broşür alıp, ölmeden bir de Fethiye’yi görelim dememişler.
Sanatçının, yazarın büyüsüne
kapılıp gelmişler.
Sanatçı etkileyendir.
Büyüleyendir.
Keşke dünya dillerine çevrilmiş
binlerce kitabımız, onlarca Yaşar Kemal’imiz, Nazım Hikmet’imiz, Mimar Sinan
gibi sayısız mimarımız olsaydı. Sayısız bilim adamımız, yazarımız, şairimiz Nobel Ödülü almış
olsaydı.
***
Kısaca; dünya kültürüne, bilimine, sanatına
kattığımız değer ülke olarak bizim değerimizi belirliyor.
Bizim değerimiz deyince; otel oda
fiyatlarından, tekne turu fiyatına, turizm sezonu kötü geçtiden, banka faizi
çıktıya, borsa çöktüden deprem olduya, maden kazalarından trafik kazalarına,
turist geldiden gelmediye aklınıza ne gelirse.
***
1900 lü yılların başında öldü
ünlü İspanyol mimar Gaudi.
İnşa ettiği eserler her yıl
Barselona’ya milyonlarca turistin gitmesine neden olur.
İstatistiklere göre her yıl 8
milyon civarında turist Barcelona’ya gidiyor.
Barcelona Belediye başkanı isyan etmiş.
“Biz fazla turist istemiyoruz”. “Turist fazlalığında kent yaşanmaz hale
geliyor”. İspanya’nın Catalunya Bölgesi içinde yer alan Bercelona, bugün çok
sayıda gelen turiste karşı kota uygulamasını konuşuyor.
Acaba neden Barcelona’ya bu kadar
çok turist gidiyor? Hiç düşündünüz mü?