30 Haziran 2015 Salı

Çinliler Fethiye’ye neden gelmiş?

                                    Çinliler Fethiye’ye neden gelmiş?
      Birkaç gün önce Çalış Plajı'nda mangal partisi vardı Mehmet Yılmaz’ın evinde.
Mehmet Bey’in evi, Çalış Plajı'nda denize cepheli özel ve güzel bir evdir.
Mehmet Bey’in nazik daveti vesilesiyle, güneşi denize batırdığımız o güzel günlerden birini yaşadık Tabii, dostlarla berber olunca daha bir keyifli oldu yemek faslı.
Daha sonra Çinli dostlarla aynı masayı paylaştık. Çin’i sorduk, biraz merakımızı giderdik. Çinliler nazik insanlar.
Bir diğer arkadaşımız neden güneşli günde şemsiye ile dolaştıklarını sordu. Çinliler güneşin tenlerini karatmasını istemiyorlarmış. Beyaz teni daha güzel, daha çekici buluyorlarmış.
Sahilde güneşlenen yabancı turistler kızarmış bedenlerinde güneşin sıcaklığını halen hissederek ağır ağır toparlanırken, biz akşama merhaba diyorduk.
Mangal partisi daha yeni başlamıştı ama birçok soru peşi sıra geldi.
Biz meraklılar misafirleri sorularla fazlasıyla yorduk. Bu biraz da uzak ülkeden gelen dilini anlamadığımız insanlarla İngilizce anlaşma imkânımızdan kaynaklandı.
Şu anda hatırlamıyorum masada bulunan arkadaşlardan kimin sorduğunu “Buraya neden geldiniz?” sorusunu.
            Soru belki basit bir soruydu ama cevap sıradan değildi.
“Sizin Nobel Ödülü almış bir yazarınız var Orhan Pamuk. Ben onun üç kitabını okudum. Kitapları okuduktan sonra Türkiye’ye gelmek, o ülkeyi tanımak istedim.”

***
Orhan Pamuk kitaplarının Çince tercümesini okuyup insanlar Türkiye’ye geliyorlar. Kapadokya, Konya, Denizli, Antalya, Fethiye bu kültür ve sanat etkileşiminden pay alıyor.
Fethiye’nin denizine, kumuna güneşine gelmemiş bu Çinliler.
Fuarda Fethiye standını ziyaret edip bir broşür alıp, ölmeden bir de Fethiye’yi görelim dememişler.
Sanatçının, yazarın büyüsüne kapılıp gelmişler.
Sanatçı etkileyendir.
Büyüleyendir.
Keşke dünya dillerine çevrilmiş binlerce kitabımız, onlarca Yaşar Kemal’imiz, Nazım Hikmet’imiz, Mimar Sinan gibi sayısız mimarımız olsaydı. Sayısız bilim adamımız, yazarımız, şairimiz Nobel Ödülü almış olsaydı.
***
Kısaca;  dünya kültürüne, bilimine, sanatına kattığımız değer ülke olarak bizim değerimizi belirliyor.
Bizim değerimiz deyince; otel oda fiyatlarından, tekne turu fiyatına, turizm sezonu kötü geçtiden, banka faizi çıktıya, borsa çöktüden deprem olduya, maden kazalarından trafik kazalarına, turist geldiden gelmediye aklınıza ne gelirse.
***
1900 lü yılların başında öldü ünlü İspanyol mimar Gaudi.
İnşa ettiği eserler her yıl Barselona’ya milyonlarca turistin gitmesine neden olur.
İstatistiklere göre her yıl 8 milyon civarında turist Barcelona’ya gidiyor.
Barcelona Belediye başkanı isyan etmiş. “Biz fazla turist istemiyoruz”. “Turist fazlalığında kent yaşanmaz hale geliyor”. İspanya’nın Catalunya Bölgesi içinde yer alan Bercelona, bugün çok sayıda gelen turiste karşı kota uygulamasını konuşuyor.

Acaba neden Barcelona’ya bu kadar çok turist gidiyor? Hiç düşündünüz mü?